Seçilen yerin bitkinin belirli temel ihtiyaçlarını karşılaması gerekir, bitkinin yerleştirildiği yer bitkiler için gerekli ışığı almalı yeterli nem ve uygun sıcaklık sağlanmalıdır.
Bir bitki satın aldığınızı veya size bir çiçek hediye edildiğini düşünelim. Bu çiçek için en uygun yer neresi olabilir?
Evinizin içerisinde her nokta bitki yetiştirmek, onları başarılı bir şekilde büyütmek için uygun değildir. Seçilen yerin bitkinin belirli temel ihtiyaçlarını karşılaması gerekir, bitkinin yerleştirildiği yer bitkiler için gerekli ışığı almalı yeterli nem ve uygun sıcaklık sağlanmalıdır. Işık, nem ve sıcaklık başarılı bitki yetiştirmenin üç önemli faktörüdür. Bitkileri ev içerisinde koyacağınız yere karar verirken bu faktörleri daima dikkate almalısınız.
Daima hatırımızda tutacağımız noktalardan birisi de bitkiler pencereye çok yakın kondukları taktirde uzun süre direkt güneş ışığına maruz kalmalarıdır. Bitkilerin büyük bir bölümü doğrudan güneş ışığını sevmezler. Bitkilerle ilgili diğer bir problem de bitkilerin pencerelerin çok yakınına konulduğunda ortaya çıkar.
Özellikle kışın dış ve iç sıcaklık arasındaki fark şaşırtıcı derecede büyüktür. Bitkinin bir tarafı odanın ılımlı havasından yararlanırken diğer tarafı camdan geçip gelen soğuk havanın etkisine maruz kalacaktır. Bitkilerin zarar görmesine neden olacak derecede uzun süre pencerelere dayanmasına dikkat edilmelidir. (yukarı)
Günümüzde salon bitkileri çoğunlukla seralarda yetiştirilir. Ancak bu konu sözü edilen bitkilerin gelişme alışkanlıklarının değişmesi olarak düşünülmemelidir. Bitkilerin doğal çevrelerinde ışığa gereksinimleri olduğu için salon bitkilerine uygun miktarda ışık sağlanması gerekir. Bitkilerin gerektiği şekilde gelişme ve büyümeleri için ışık çok önemli bir faktördür. Söz konusu bitkiler çok karanlık bir yere konulduğunda bitki sağlıklı görüntüsünü kaybeder.
Oysa pencere kenarına ya da yakınına konulduklarında sağlıklı geliştikleri görülür. Açık renkli bir duvar karşısında bitkilerin daha iyi gelişmeleri ve koyu renkli bir duvar karşısında ise kötüleşmesinin nedeni de budur. Eğer çiçekler karanlık bir yere konulmak zorunda kalırsa bu sorun yapay bir ışık kullanılarak çözümlenebilir. Yapay ışık uygulamada en iyi yöntem floresan lambaların kullanılmasıdır. Bitkiler başka bir odadan yansıtılmış ışık sağlanan bir yere konuldukları zaman daha iyi gelişirler.
Direkt ışık kaynağı almayan bir odada bile özenli bir yönlendirme yapılabildiğinde bitkiler uygun bir gelişme sağlayabilecek yeterli yansıtılmış ışığı alabilirler. (yukarı)
Evlerde yetiştirilen salon bitkileri, seralardan gelmiş olsalar bile, bizim sahip olduğumuzdan daima ılık iklim kökenlidir. Afrika menekşeleri ve çöl kaktüsleri gibi bitkiler fazla sıcaklık isterler ve dışarıya bahçeye konulduklarında yaşamlarını sürdüremezler. Sürekli ve sık sık değişikliklerin olduğu yerler onlara zararlı olacaktır. Hol radyatörlerinden sıcaklık uçup giderken ön kapı her zaman soğuk hava akımlarına açıktır. Bu çeşit düzensiz sıcaklık değişiklikleri bitki için zararlıdır. Yazın sıcaklık kışa göre 5-10°C daha fazla olmalıdır. 97-99. sayfalarda resimlerle açıklanan bitkiler için ideal sıcaklıklar belirtilmiştir.
27-28°C (80°F)
Yüksek hava nen de salon bitkileri için maksimum sıcaklık
22-23°C (72°F)
Salon bitkilerinin büyük çoğunluğu için maksimum sıcaklık.
15-16°C (60°F)
Tropikal salon bitkiler için en düşük sıcaklık.
12-13°C (45°F)
Bilinen salon bitkileri için minimum sıcaklık.
5-10°C(36°F-42°F)
Dayanıklı salon bitkileri için kış sıcaklığı. (yukarı)
Bitkiler yetişme ve gelişmeleri için gereken besin maddelerini kökleri vasıtasıyla emdikleri suyla birlikte alırlar. Saksıdaki toprak nispeten steril musluk suyu ile sulanırsa komposto bulunan besin elementlerini alabilir. Bir süre sonra toprak fakirleşir veya besin maddeleri süzülür gider. Bu nedenle bitkilere düzenli aralıklarla, bitki bakım rehberinde belirtildiği gibi haftada bir ya da 15 günde bir, suya ilave edilmiş bitki besini formunda ekstra besin maddesi verilmesi gerekir.
Yarayışlı bitki besin maddelerinin çeşitli tipleri vardır. Bunlarla birlikte daima kullanılma önerileri göz önünde tutulmalıdır.
Çok sayıda besin elementlerini içerdiği için yağmur suyu musluk suyundan daha yararlıdır.
Bu nedenle, eğer mümkünse, yağmur suyunun bitkilere püskürtülmesi en iyi yoldur. Bu yalnızca bitkilere yararlı olmakla kalmaz, aynı zamanda kireçsiz olduğu için yapraklar üzerinde çirkinliğe neden olan beyaz lekeleri de azaltır. Püskürtmeden kaynaklanan bu lekeler hoş değildir, ancak sıvı, sprey formunda kullanılabilen yaprak parlatıcıları "Life Shine" ile kolayca uzaklaştırılabilirler.
Eğer sıvı for-mundaysa,madde az miktarda suda çözülür ve bu solüsyonla yapraklar silinir. Böylelikle yapraklar güzel ve sağlıklı bir parlaklık kazanırlar.
Püskürtme özellikle, kışın ısıtma sistemleri nedeniyle kurulaşan atmosferde daha büyük önem taşır.
Bitkiler, yaprakları arasında iyi bir şekilde dağıtılmış buhar veya suya ihtiyaç duyarlar. Fazla su zarara neden olabilir. Ancak bitki spreyleriyle hafif bir yağmurlama kesinlikle herhangi bir zarar meydana getirmez. (yukarı)
Yeterince "nemli tutulması gerekir" sözü bitkinin su ihtiyacı konusunda bir açıklık getirmemektedir. Bitkilerin su ihtiyacının ne zaman ve ne kadar olacağını bilebilmek için tecrübe gerekmektedir. Burada parmak uçlarınız zamanla tecrübe kazanacak ve ıslak (suyun topraktan sızması), orta nemli ve kuru (parmağın nem hissetmemesi) arasındaki farkı hissedecektir.
Bu basit yöntemi uyguladığınız sürece günden güne fark eden toprak neminin derecesini ölçer hale gelebilirsiniz. Aynı zamanda saksının dibi ve altındaki tabağı da sık sık kontrol edilmelidir. Saksının drenajı iyi yapılmalı su dipte birikmemelidir. (yukarı)
Pek çok yerde musluk suyu iyi bir sulama suyu olamaz. İçindeki kireçten ileri gelen sertlik fazla olursa Açelya, Ortanca, Orkide gibi kirece duyarlı bitkiler bundan zarar görürler. Musluk suyunun sertliği, basit yumuşatıcılarla düşürülebilir.
Yumuşak su, yağmur suyundan, buzdolabı defrost suyundan veya bazı su kaynaklarından sağlanabilir. Sudan ileri gelen zararlı maddeler saksı toprağının yüzünde toplanır. Her yıl saksı toprağının üst katmanını atıp, saksı değiştirmek bitki için oldukça faydalıdır. (yukarı)
Suya batırma sadece yazın ve iyi drenajlı saksılardaki geniş, çalı tipli bitkilerde uygulanan bir metodudur. Uygun bir kabı veya mutfak lavabosunun ılık su ile doldurulup bitkinin içine daldırılmasıdır. Bu şekilde sulamada saksıdan kirli havanın atıldığını gösteren pek çok hava kabarcığının çıktığı gözlenir.
Yaklaşık 10 dakika sonra bitki sudan çıkarılarak saksıdan hiç su süzülmeyinceye kadar yarım saat kurutulur. Sonra pencere kenarına yerleştirilir. Taze hava su süzüldükçe köklere doğru nüfus ederek, kökleri uyaracaktır. Bu istemin yazın haftada bir yapılması bitkinin sağlıklı gelişebilmesi açısından çok büyük önem taşır. (yukarı)
Bahçe ve balkonlarda yetiştirdiğimiz çiçekleri çeşitli yollardan temin ederiz. En kolayı bir seraya gidip gözümüze kestirdiğimiz, hoşumuza giden çiçekleri satın almaktır. Az miktarda bitki gerekiyorsa bu yol en mantıklısı olacaktır.
Eğer büyük bir balkon veya bir bahçemiz varsa fazla sayıda bitki gerekir. Bu durumda çiçeklerimizi çeşitli metotlarla kendimiz yetiştirmemiz daha ekonomik olur. Çiçeklerimizi tohumla, çelik veya kök sürgünlerinden yetiştirebiliriz.
Tohumla bitki yetiştirmek biraz karmaşık bir iştir. Bütün tohumlar aynı şekilde ekilmez. Bitkisine göre ekim zamanı, ısı ve ortam farklılıkları gösterir. En çok mevsimlik ve iki yıllık çiçekler tohumdan yetiştirilir.
Bazı ömürlü çiçekler çelikle yani bitkiden kesilmiş dalı köklendirerek yetiştirilebilir. İki çeşit çelik olur.
Yıldız çiçeği, hezaran, şakayık ve acı bakla kök çeliğiyle yetişir. Bitkinin dibinden fışkınlara taze dalları köke dokunmadan ya elle hafifçe çekerek, kopmuyorsa bıçakla kesilerek ayrılır. Kesilen çeliğin üzerinde ana daldan küçük bir parça bulunursa daha çabuk köklenir. Çelik saksıda köklendirilir.
Bitkinin çiçeksiz ve taze bir dalı 5-10 cm. kesilir. Toprak önce bir çubukla delinir. Çelik yerleştirilir. Toprak hafifçe sıkıştırılır ve sulanır. Gölgede köklendirilir.
Çelikler susuz bırakılmamalı ama çürüyecek kadar da aşırı sulanmamalıdır.
Ömürlü çiçekler ve bazı soğanlı çiçekler için en uygun usuldür. Zira bu şekilde bitkiden çiçek almak için bir yıl beklemek gerekmez. Hemen o yıl açar.
Mesela seradan beğendiğiniz ömürlü çiçeklerden az sayıda alırsınız. Bitki gelişip çoğalınca köklerinden ayırıp yeni bitkiler elde edebilirsiniz.
Ayrıca ömürlü çiçeklerin bir kısmı 3 yılda bir sonbaharda sökülüp kökleri ayrılarak yeniden dikilirse bitki tazelenir ve ömrü uzar.
Kök ayırma ilkbahar veya yaz sonunda yapılır. Etli kökleri keskin bir bıçak kullanarak ayırabilirsiniz. Çok iri bitkileri ise çatal belle hafifçe yerinden oynatmak gerekebilir.
Saksı değiştirme işlemi, iç mekan süs bitkileri yetiştiriciliğinde önemli bir yer kaplar. Bitkiler, yetiştiricinin gereksiz yere bitkinin saksısının değiştirmesi veya saksı değiştirmeyi tam bilmemesi nedeniyle yararlanmaktadır.
İçerisinde belirli miktarda toprak bulunan kaplarda (sözgelişi saksı, kasa, çanak vb. gibi) yetiştirilen süs bitkilerinin bir süre sonra var olan bitki besin maddeleri beslenme sonucu azalır. Saksı değiştirmeyi gerektiren başka bir önemli neden de, bitkinin toprak üstü kısmı ile birlikte köklerinin de gelişmesi ve saksının zamanla yetersiz duruma gelmesidir.
Saksı değiştirme sırasında genel bir kural, yeni saksının eskisine oranla bir boy daha büyük tutulmasıdır. Saha büyük saksı kullanılması hem gereksiz hem de sakıncalıdır. Çünkü, büyük saksılar fazla yer kaplarlar; ayrıca, bitki köklerinin saksı toprağını tümüyle kaplayacak biçimde gelişmesi uzun zaman alır. Bu konu uygulama sanıldığından çok daha önemli sonuçlar vermektedir. Bu nedenle, iç mekan süs bitkileri yetiştiriciliğinde, özellikle son yıllarda olabildiğince küçük saksılar kullanılarak, saksı harçlarının sıvı gübrelerle desteklenmesi ilkesi yerleşmiş bulunmaktadır.
Saksı değiştirme sırasında köklere ve bu arada tüm bitkiye toplu bir görünüş kazandırmak, bitkinin alt kısımlarında oluşabilecek çıplaklaşmaları önlemek amacı ile sürgün ve ana dallarda budama yapılabilir. Ancak bazı bitkilerin budamaya karşı duyarlı oldukları unutulmamalıdır. Kök budaması ise kök uçlarının canlılığını yitirdiği veya kök sisteminin aşırı geliştiği durumlarda söz konusudur. Böyle durumlarda kökler keskin bir bıçakla hafifçe budanır.
Plastik saksılarla toprak saksılar arasındaki en önemli farklılık gözenekliliktir. Plastik saksılar gözeneksizdir. Toprak saksılar ise, yapım tekniklerine bağlı olarak değişik oranlarda gözenek içerirler. Bu da, arada bazı farklılıklar olmasına yol açar
Saksı değiştirme sırasında yapılacak işlemler şöyle sıralanabilir: Saksısı değiştirilecek olan bitkinin toprağı hafifçe nemlendirilir. Bitkinin kök boğazı sol elin yüzük parmağı ile orta parmağı arasına alınır. Bu arada sol elin avuç içi saksı toprağını tutar ve saksı ters çevrilerek kenarı sert bir yere hafifçe vurulur. Böylece bitkinin kök yumağının saksı kenarından kolayca ayrılması sağlanmış olur. Sağ elle saksı çıkarılır ve bu sırada toprağın dağılmamasına özen gösterilir. Daha önce belirtildiği şekilde kök ve gövde budaması yapılır. Bundan sonraki işlem yeni saksının dikim için hazırlanmasıdır. Saksının dip kısmındaki akıtma deliği üzerine küçük bir kaskı kırığı konur. Böylelikle sulama sırasında toprağa verilen suyun fazlası bu delikten dışarı akar. Saksı dibinde akıtma deliğinin bulunmaması veya bu deliğin kapanması durumunda kökler fazla sulama ile kısa zamanda çürürler. İyi drenaja gereksinimi olan bitkilerde ise, saksı dibinde önce saksı kırıkları veya küçük çakıllardan bir drenaj tabakası oluşturulur.
Yeni saksıya dikim sırasında bitki sol el ile saksı ortasına gelecek biçimde ve istenilen yükseklikte tutulur. Bitkinin eskisine oranla daha derin veya yüzeysel dikilmemesine dikkat edilmelidir. Ancak, bu kuralın tersine bazı bitkiler sürekli biraz daha derine dikilir. Sağ elle kök yumağı ile saksı arasında kalan boşluğa yeni hazırlanan harç doldurulur ve boşluk kalmaması için harç çepeçevre parmakla bastırılır. Daha sonra saksı tabanı üzerinde birkaç kez masaya vurularak harcın iyice oturması sağlanır. Saksı tümüyle toprakla doldurulmamalı sulama payı olarak saksı kenarı üst düzeyi ile toprak yüzeyi arasında 1.5 cm dolayında bir boşluk bırakılmalıdır.
İşlem bittikten sonra, bitkilere önce toprak tümüyle nemli duruma gelinceye değin su verilir. Daha sonraları az su verilmeli, ama sık sık su püskürtülmelidir. Saksısı yeni değiştirilmiş bitkiler, ışık seven nitelikte olsalar bile, başlangıçta doğrudan güneş ışığı altında bırakılmamalı, yarı veya hafif gölge yerlerde bulundurulmamalıdır.